MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı açıklamasında, Ege ve Doğu Akdeniz'de yaşanan tehlikeli cepheleşmenin, Türkiye'nin çevresini saran mütecaviz ve müstevli cenderenin günden güne karmaşıklaştığını belirtti.
Yunanistan'ın küstah dayatmalarına eş zamanlı genişleyen kriz siyasetinin ülke olarak maruz kalınan risk ve tehditleri hem derinleştirip hem de şiddetlendirdiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Artan gerilim ve tacizlere rağmen, Türkiye tarihsel çıkarlarını, egemenlik haklarını, milli güvenliğini muhafazayla birlikte müdafaa etme azim ve kararlılığındadır. Bu konuda en küçük gevşeme ve tavize fırsat verilmemektedir. Yunanistan'ın muhasım ülkelerin arkasına saklanıp anlaşmadan, konuşmadan ve uzlaşmadan ısrarla kaçması, üstelik haksızlıkların ve hukuksuzlukların gölgesine sığınıp ikbal ve istikbal arayışına çıkması haydutluktur. Fransa'nın, Birleşik Arap Emirlikleri'nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Mısır ve İsrail'in telkin, tezvir ve tahrikleriyle freni iyice boşalan Yunanistan'ın muhtemel bir felakete açıkça hizmet ettiği, hatta davetiye çıkardığı anlaşılmaktadır.
NATO'nun teknik görüşmeler yapılması amacıyla 'mutabakata varıldığı'nı açıklaması Yunanistan tarafından yalanlanmış, nitekim barış ve diyaloğa hangi ülkenin kapalı olduğu ezcümle belgelenmiştir. Bunun yanı sıra, Fransa ile Yunanistan arasında planlanan ortak savunma anlaşmasının 9 Eylül'de Macron ile Miçotakis eliyle imzalanacak olması geçmişe dayalı yeni bir hesaplaşma hevesinin bu iki çürümüşe hakim olduğuna kanıt ve karine teşkil etmiştir. Bilinmelidir ki, Yunanistan'ın neredeyse kumsallarımıza kadar hak iddiasında bulunması çok bariz bir savaş dilidir. Ancak Türkiye'nin varlığı, bağımsızlığı ve onurlu geleceği asla haczedilemeyecektir. Gerek Ege'de gerekse de Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığımızı, kara sularımızı, egemenliğimizin alameti farikası olan her emanetimizi ihlale, inkara veya işgale kakışanlar tarihi yanlışlarının bedelini çok ağır ödeyeceklerdir."
Fransa ve Yunanistan'ın 1920'li yıllardan esinlenen kanlı politikalarını gafletle tekraren uygulamaları halinde hafızalarından çıkardıkları soylu Türk kahramanlığının ezici gücüyle bir kez daha tanışmalarının, bu defa katlanacakları akıbetin korkunçluğunun mukadder olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"AB Komisyon Başkanı'nın, '24-25 Eylül AB Zirvesi’nde Türkiye için havuç-sopa yaklaşımını içeren araçlar belirleyeceğiz' demesi ucuz, sorumsuz ve sorunlu bir üslup olarak gündeme yansımıştır. Başta Almanya olmak üzere diğer birlik üyesi ülkelerin Fransa'nın düşmanca politikalarını engellemeleri, tahsis veya tamir etmeleri tarihi bir zorunluluk olarak karşımızdadır. AB'nin kendi içinde müşterek bir dış politika inşa edemeyecek kadar bölünme yaşaması bir başka vahim sorundur. İlave olarak NATO şemsiyesi altında Türkiye-Yunanistan kutuplaşmasına bir de Türkiye-Fransa husumeti eklenmiştir. Bu şekilde ne NATO'nun devamı ne de bölgesel ve küresel barış ortamının tesisi ihtimal dahilinde olamayacaktır."
Bahçeli, Türk milletinin mavi vatanın istiklaline baş koyduğunu, tıpkı terörle, ekonomik saldırılarla nasıl mücadele ediliyorsa denizlerde silah gösterip uçak uçuran, gemi yüzdürüp sabır test eden ülkelerle de aynı şekilde ve cesaretle mücadele edileceğine dikkati çekti.
Türkiye'nin milli bekasını çok sıcak ve yakın derecede etkileyen dış gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, CHP'nin, HDP'nin, İYİ Parti'nin ve diğer partilerin siyasi polemiklerle vakit geçirmesinin Türkiye sevdasından ne kadar mahrum olduklarını esasen tasdik ve teyit ettiğine işaret eden Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine üç yıllık bir sürenin bulunması bu müflis siyaset işportacıları tarafından bir türlü dikkate alınmamaktadır. Sabah akşam 'Zillet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıyla ilgili bahis açılmakta, erken seçim zorlaması yapılmaktadır. CHP'yle birlikte siyasi dedikoduya çakılmış malum siyasi partilerin ülkemizi ve milletimizi pençesine alan milli meseleler hakkında dişe dokunur tek bir görüş ve değerlendirmelerinin olmaması ise utanılacak bir ayıptır. Gül isteyenlerin daha çok fidan dikme çabası beyhude bir gayrettir. Türkiye'yi üçüncü sınıf siyasi çekişme ve tartışmalarla meşgul edenlerin yegâne gayesi çıkarlarının imali, çarpık anlayışlarının ikmalidir. Buradan kayda değer bir sonuç çıkmayacağı da kesindir."
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin, terörden dış politikaya, ekonomiden salgın hastalığa kadar varoluş-yokoluş mücadelesi verirken Yunanistan'ın gizli hafiyesi gibi konuşan, yazan, yorum yapan kim varsa zillet çamuruyla kirlendiğini belirtti.
Uyduruk ve uydulaşmış parlamenter sistemi güçlendirerek, tekrardan uygulama sözü verenlerin, amansız bir hastalığa yakalanmış siyaset cahilleri, millete tepeden bakan sonradan görmeler olarak tanımlayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Bunlara itibar edip ciddiye alacak vicdan ve hamiyet sahibi hiç kimse kalmamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'nin gelecek ümidi, sosyal, siyasal ve ekonomik güvencesi, stratejik gücüdür. Cumhur İttifakı geceyi gündüze katarak devletine, milletine, geleceğin parlak nesillerine huzurlu, istikrarlı, iç ve dış sorunlarını en aza indirmiş, refaha ve gelişmişliğe ulaşmış bir ülke kazandırmanın heyecan ve hedefindedir. Bunu da istiklal için birlik, istikbal için dirlik kavrayışıyla hayata geçirecektir. Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında, yani zamanında yapılacaktır. Hiç kimse boş hayale kapılmamalıdır. Ayrıca Cumhurbaşkanı adayı çetelesi tutan, toplumsal ve siyasi kısır tartışmaları kamçılayan kötü niyetliler şu gerçeği yeri gelmişken özellikle hatırlarında tutsunlar ki, Cumhur İttifakı'nın 2023 yılında Cumhurbaşkanı adayı bellidir, o muhterem isim de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Milliyetçi Hareket Partisi ise bu amaç doğrultusunda sonuna kadar çalışacak, milletimizin tertemiz iradesinden ilhamını alarak gereğini şimdiden tam ve eksiksiz şekilde ifa edecektir."