Bakın CHP tarihine, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na layık görülenler, örülen çoraplar, olmayacak kişi, kurum ve partiler ile yapılan iş birlikleri ve arkadan hançerlemeler, başka bir genel başkana yapılmış olması bir kenara, cüret ve cesaret edilmiş midir?
Üstelik CHP’yi en çok yönetmiş ve dolayısıyla partiye en çok hakim olması beklenen, delegelerden kurultay üyelerine, PM’den örgüt yapılanmasına varıncaya kadar her aşama ve her basamağın teşekkülünde izleri olan bir genel başkan, sırtından ve üstelik en kahpe şekilde hançerleniyor…
Partinin mahkemeye verilmesi, kimlerin verdiği, şikayetçi olanların, tanık, müşteki ve diğer boyutlarına girmek gibi bir niyetim yok zira bütün bunlar basına yansımış ve çarşaf çarşaf yazılmış, konuşulmuş ve irdelenmiş olması dolayısıyla yazımın konuları arasında değil.
Ben, sırtından vuranların, en rezil ittifakları kuranların ve dolayısıyla kendisine yapılmış ahlaksız darbe sonrası ellerini ve ağızlarını yıkayıp masum ve temizi oynamaları ve sonra ki sürecin üzerine bir AKBABA gibi çöküşlerini konu edineceğim.
Bir parti düşünün ki başarısız olduğu söylenecek ve bu başarısızlığın bir bedelinin olduğu ve bu bedeli de sadece genel başkanın ödemesi gerektiğinden dem vurulacak. Oysa Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı döneminde partinin en üst makamlarında bulunan, imajından, makam ve prestijinden ve diğer tüm nimetlerinden istifade edenlerin mesele bedel ödemesine gelince yükü sadece genel başkan üzerine yıkma girişimlerinde ki nitelikli ahlaksızlığın üzerine üzerine gitmek gerek diye düşünüyorum.
Üstelik Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı sonucunda aldığı oy, CHP tarihinin rekor oyu olmasına ve hatta kimi verilere göre kazandığı ama masa gerisinde kaybettiği tezinin bile ciddi bir değer taşıdığı o sürece başarısız denmesi de ciddi bir ahlaksızlık değil midir?!
Dahası, bütün bunlara sebebiyet verip başrolü oynayan Ekrem İmamoğlu’nun bir hiç olduğu o süreci bizatihi göğüsleyen, bilinmeyen, tanınmayan ve o zamana kadar parlak hiçbir siyasi geçmişi olmayan bir kişiyi İstanbul Büyük Şehir belediye başkanı olarak tayin etmesini de, tartışmaya konu ediniyorum bile..!
Şunun şurasında henüz bir yıl kadar önce önünde el pençe divan duranlar, onun için göz (Timsah) yaşları dökenler, haysiyetinden, şerefinden, namusundan, dürüstlük ve ahlakından sitayişle bahsedenlerin hemen bugün karşısına dikilip ‘’ Böyle bir görevi kabul etmesi zinhar sorunludur ‘’ diyen kişilerin aynısı olması, bahsini yaptığım nitelikli ahlaksızlığın bariz vesikalarıdır…
Yapılan ihanetlerin, ahlaksız ittifakların ve kalleşliklerin tamamını yazmaya kalksam hacimli bir kitap olacağı dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu görevi kabul etmesi evvela insan bir duygunun, siyasi bir intikamın, hukuki bir gerekliliğin ve elbette tarihi bir görevin yüklediği ağır bir sorumluluktur.
Bu sorumluluktan evvela CHP için ve sonra yapılan kirli ittifakların bozulması ve CHP siyasetine yine ve bir kez daha ahlak, erdem, dürüstlük ve namusun hakim olması, Türkiye için kurulmuş ahlaksız ayak oyunlarının bozulması için hem zaruri ve hem de elzem bir hareket olacaktır.
Eğer yönetim kadrosunun tamamının birlikte ödediği bir bedel olsaydı, Sayın Kılıçdaroğlu haricinde diğerlerinin utanmazca partinin tam tepisine gelmek için birer AKBABA gibi pusuya yatmamış ve bugün için en olmadık ortaklıkların birer tarafı olmamış olalardı, bugün bu yazıyı yazmak zorunda kalmam bir kenara Kemal beyin de hala genel başkan olarak kalacağı iddiama kaç mantıklı, aksini iddia edebilirdi!?
Az evvel de söylediğim gibi daha birkaç ay evvel masum, temiz, ahlaklı ve namuslu bir insan ve kaliteli genel başkan diyerek Cumhurbaşkanı adaylığı süresince yanında olanlar ve kampanyanın her aşamasında ona destek olanların ya o gün ki duruşları ahlaksız ya da bugün ki takındıkları tavır okkalı birer karaktersizliktir.
SAYIN KILIÇDAROĞLU BU GÖREVİ MUTLAKA KABUL ETMELİ VE CHP’Yİ BRÜTÜSLERDEN TEMİZLEMELİSİNİZ!
Artık adınız gibi biliyor ve tanıyorsunuz timsahları, sırtlanları ve çakalları!
Görevi almalı ve bir tırpan vurup köklerini kazımalı ve Türk siyasi tarihine bir ders ve ibret vesikası kabilinden partiden söküp atmalısınız.
Onca televizyonların, gazetelerin, gazetecilerin ve sosyal medya trollerinin sizin aleyhinize adeta düşmanca tavır takınırlarken önlerine konulan bol sıfırlı dolarların kimler tarafından finanse edildiğine, bu kirli ittifakın siyasi, hukuki ve ekonomik ayaklarına varıncaya kadar her boyutunu da deşifre etmek, bir sonra ki sorumluluklarınız arasındadır.
Sizin ve dolayısıyla temiz bir CHP düşmanı olduğunu televizyoncu, gazeteci, yazar gibi sıfatlar arkasına saklanarak size ateş edenlere inat korkmadan, çekinmeden üzerlerine gitmek ve üzerinize düşen tarihi görevi ifa etmek adına mevcut durumu ivedilikle kabullenmelisiniz. Ve bu kabul sonrası aynı gevşek güruhun kısa bir zaman sonra kapı eşiğinizi yalamaya geleceklerini benden daha iyi biliyorsunuz…
CHP ve Türk siyasetini bu gevşeklerden temizlemek ve bu gevşeklerin kurdukları Allahsız ve ahlaksız ittifakları deşifre etmek adına tarih, Ahlak ve hukuk sizi çağırıyor…